Rize Çayı da G. Saray’a yaramadı: 1-1..

F.Bahçe’nin berabere kaldığı, Başakşehir ile Beşiktaş’ın mağlup olduğu önceki hafta Arena’da Kayserispor’a 2-1 yenilerek 11 Puan alabilme avantajını kaybeden G. Saray, bu defa da yeni teknik direktörleri Tudor’la çıktığı Rize deplasmanından ancak 1 puanla ayrılarak BJK’nın tam 7 puan gerisine düştü. Önümüzdeki Pazartesi günü Arena’daki GS-BJK maçı, sarı kırmızılı takım için ligde “tamam mı devam mı” sorusuna bir cevap olabilecek.

G.SARAY-RİZE MAÇI YORUMLARINDAN SEÇME BÖLÜMLER
ERMAN TOROĞLU
Şampiyonluk şansı artık yok.. Galatasaray şampiyon olacakmış! Onu geçin.
Olma şansı sıfır. Futbolda bu kadar iddialı konuşulmaz kabul ediyorum ama bu cümleyi söylerken neye dayanarak söylüyorum? Dün geceki sonuca göre değil. Galatasaray’ın sahadaki mücadelesini ve fizik gücünü gördükten sonra bu kanaate varıyorum. Bu saatten sonra bu takımın kondisyon olarak yükleme yapacak hali yok.
Hani elbisede prova yaparsınız ya ceketi pantolonu düzeltirsiniz. Belki öyle ilk 3’e girersiniz.
Yeni teknik direktörle eskisinin arasındaki farkı şöyle gördüm. Eski teknik direktörle futbolcular ayaklarının ucuyla burnuyla oynuyorlardı.
Hani yere düşersek bacaktan kılımız döner falan diyorlardı. Şimdi biraz mücadeleye başlamışlar. O da ne kadar? 60 dakika.
Sonrasında güçleri yetmedi. Çünkü bu işler 1 haftada olacak işler değil. Teknik direktör Tudor açısından da şunu söyleyebilirim. Yeni geldiğin bir takımda ikinci, üçüncü idmanda futbolcuyla mücadele etmeyeceksin.
Bruma’da olduğu gibi. (…)

LEVENT TÜZEMEN
Gereksiz fantezi
G.Saray’ın iyilerinden Linnes’in çıkması ve Semih’in sol beke geçmesi yanlış bir fanteziydi.

Rodrigues maalesef Bruma’nın kopyası bile olamadı. Öfkeyle alınan kararlar zarar getirirmiş. Tudor’un, Bruma’yı Rize’ye getirmemesinin bedeli ağır oldu. (…)
Galatasaray’a Igor Tudor’un elinin değdiğini ilk yarıda gördük. Galatasaraylı oyuncular ilk 45’te müthiş koşarken hem oyuna ve topa hakim oldular hem de önde yaptıkları presle Rizespor’u hiç çıkarmadılar. Pas alışverişi düzgün ve etkiliydi. Koşu kalitesinin yüksekliği sayesinde Galatasaray oyunu Rize kalesine yıktı. Futbolda 1-0 her zaman riskli skordur. Rize ikinci yarıya ön baskıyla başlayınca G.Saray zorlandı. (…)

Almanya’da yetişen Türk oyuncularda ciddi disiplin sorunu var. Sinan oyuna taze girdi ama rakibini bile kovalamadı. Josue’ye, nasıl olduysa gol öncesi pas veren Yasin, final paslarında ya geç kaldı ya da topu kaptırdı. Tolga Ciğerci ise futbolu bilmiyor. Akıllı bir oyuncu kendi kalesinin önünde arkası dönük rakip oyuncuya faul yapar mı? Tolga yaptı ve G.Saray golü yedi. Aynı Tolga çaprazda gol olabilecek pozisyonda topu kalecinin üzerine vurdu. Hele hele üç kişinin boş olduğu durumda pas vermeyip kaleye şut atması skandaldı. Geldiğinden beri tek golü ve isabetli şutu olmayan Tolga’yı birileri ne olur “Şut atma” diye uyarsın.

ÜMİT AKTAN
umit.aktan@tg.com.tr

Maçın hakkı buydu
‘Rizespor ikinci yarıda hep arayan taraftı… Özgür’ün hakkını teslim edelim; öldürücü bir vuruştu…’

Kafalar koparılmaya başlanmış belli ki.. Seçilen kadro benzer ama üç kanat adamının üçünü de kullanma zorunluluğu varmış gibi bir durumdan da vazgeçilmiş..
Maçın dörtte birinin fotoğrafı ise şunu söylüyor: ‘Bu dakikaya kadar çoktan golü yemiş olurdu Galatasaray ama rakibini kalesine getirmedi ve Sabri’den başlayan bir çaba sonucu öne de geçti.. (…)

İkinci yarıda ise hep ‘arayan’ taraf olan Rizespor, sürekli ‘savunan’ taraf olan rakibi karşısında bir duran toptan eşitliği sağladı. Özgür’ün hakkını teslim edelim; öldürücü bir vuruştu..
Özetle, ilk yarıda rüzgarı arkadan alarak doğru oynayan Galatasaray, ikinci yarıda rüzgara karşı ancak bir puanlık direnebildi..

MAÇIN ADAMI: Halis Özkahya…
Uzun zamandır bu kadar maçı kurcalamayan bir hakem izlememiştim