Skip to content

Ahmet Kaya, mücadelesi, sanatı ve çıkışlarıyla tüm bir topluma özgürlük ve barış mesajları veren bir sanatçıydı

Ancak onun bu çıkışları, birçok kez toplumun belli kesimleri tarafından anlaşılamadı ve bazen  linçle sonuçlandı. Bu dramatik örneklerden biri, 1999 yılında Magazin Gazetecileri Derneği’nin düzenlediği ödül töreninde yaşandı.

Yorum: Ali Akdemir

1999 YILINDA  BİR LİNÇİN BAŞLANGICI

12 Şubat 1999 akşamında Princess Otel’in kongre salonunda gerçekleştirilen 6. Altın Objektif Ödül Töreni, Ahmet Kaya’nın sanat hayatında bir dönüm noktası oldu. O gece “Yılın Sanatçısı” ödülünü almak üzere sahneye çıkan Ahmet Kaya, yaptığı konuşmayla hem övgü hem de sert tepkiler topladı. Konuşmasına, ödülü kime ithaf ettiğini belirterek başladı:

“Ben bu ödül için İnsan Hakları Derneği’ne, Cumartesi Anneleri’ne, tüm basın emekçilerine ve tüm Türkiye halkına teşekkür ediyorum.”

Ancak asıl fırtınaya yol açan, konuşmasının devamında söyledikleriydi:

“Bir de bir açıklamam var: Şu anda hazırladığım ve önümüzdeki günlerde yayımlayacağım albümde bir Kürtçe şarkı söyleyeceğim ve bu şarkıya bir klip çekeceğim. Aramızda bu klibi yayınlayacak yürekli televizyoncular olduğunu biliyorum. Yayınlamazlarsa Türkiye halkıyla nasıl hesaplaşacaklarını bilmiyorum.”

Ahmet Kaya’nın bu sözleri salonda bir şok etkisi yarattı. Bazı davetliler tepki gösterip hakaret etmeye, hatta kendisine eşyalar fırlatmaya başladı. İşte o an, tüm salonda derin bir çatışmanın fitili ateşlenmişti.

Kaya ise soğukkanlılığını koruyarak şu yanıtı verdi:

“Ben güzellikler ve dostluklar adına söyledim. Ama benim kimliğimi kimse elimden alamaz. Yıllarca bunu söyledim. Kürt ve Türk halkları kardeştir. Yıllarca bu ülkenin bölünmez bütünlüğünü savunduğumu söyledim. Binlerce yıl daha bölünmeyeceğini savunuyorum ama Kürt realitesini sahiplenmek ve kabul etmek zorundadır bu ülke.”

Bu sözlere rağmen, tepkiler dinmek bilmedi ve gece adeta bir linç gösterisine dönüştü. Ahmet Kaya, bu olayın ardından hem fiziksel hem de psikolojik baskılar nedeniyle yurt dışına çıkmak zorunda kaldı.

TARİH ASLA UNUTMAZ! SADECE HATIRLATMAK İSTEDİM

HAMBURG KAYA‘NIN YAŞADIĞI ZORLU DÖNEMDE KENDİSİNE SAHİP ÇIKMIŞTI

Ahmet Kaya’nın yurt dışına çıktığı dönemde  ilk duraklarından biri Almanya’ydı. Onu yurt dışında yeni bir hayat beklerken, göçmen olmanın zorluklarıyla da yüzleşti. Ancak Hamburg’da yaşayan Türkiye kökenli göçmenler, Kaya’ya sahip çıkmakta tereddüt etmediler.

Kendisinin sahne aldığı Nettelnburg Hit Haus Salonu’nda düzenlenen ve benimde sunum yaptığım konser, bu dayanışmanın çarpıcı bir örneğiydi. O gece binlerce kişi, Kaya’nın söylediği her şarkıya bir sevgi gösterisiyle karşılık verdi. Konser, sadece bir müzik etkinliği değil, Ahmet Kaya’ya ve onun özgürlük mücadelesine destek veren bir dayanışma mesajı taşıyordu.   

UNUTULMAYAN BİR  HATIRA

Ahmet Kaya’nın yaşadıkları, bir sanatçının ötesinde, bir toplumun kendiyle yüzleşememesinin örneklerinden biridir. Onun sözleri ve eserleri, sadece o dönemin değil, bugünün ve geleceğin de anlaması gereken bir ders niteliği taşır.

Tarih unutmaz; bazen sadece hatırlatmaya ihtiyacımız vardır. Ahmet Kaya’nın hüzün ve umut dolu hikayesi, bir kez daha hatırlanmalı.

AHMET KAYA VE TARİHİN SESSİZ ÇIĞLIĞI

Ahmet Kaya, mücadelesi, sanatı ve çıkışlarıyla tüm bir topluma özgürlük ve barış mesajları veren bir sanatçıydı Ancak onun bu çıkışları, birçok kez toplumun belli kesimleri tarafından anlaşılamadı ve bazen linçle sonuçlandı. B...