BİR BJK AŞIĞININ MAÇ HEYECANLARI

Koyu bir Beşiktaş taraftarı olan Ertaş Akçelik, takımının UEFA’da Lyon’a elenmesinde yaşadığı duyguları Futbol Express’e anlattı.

Mehmet Atak sordu, Ertaş Akçelik yanıtladı

Aslan İstanbullu olup Hamburg kentinde yaşayan Ertaş Akçelik, Hamburg Beşiktaşlılar Birliği ile Hamburg Türk Basın Birliği’nde Başkan Yardımcısı olarak görev yapıyor. Özel bir firmada menecerlik yapan Akçelik, BJK-Lyon maçlarında bir taraftar olarak duygularını içtenlikle ortaya döktü.

İşte Akçelik’le söyleşimiz:

Sayın Akçelik, BJK UEFA’da Lyon’a penaltılarla elendi ama isterseniz önce biraz geriye gidelim.. UEFA Devler Ligi’nde Beşiktaş’ın ilk maçta Lyon’a dış sahada 2-1 mağlup olmasını takip eden günlerde, herkes Siyah beyazlı takımın Yarı finale kalacağını umuyordu.  Rövanş maçı için sizin de o günlerdeki hissiyatınızı öğrenebilir miyiz?

E. Akçelik: Aslında deplasmanda oynadığımız ilk maçın 80. dakikasına kadar ben ilk maçta turu alıp yarı finale kalacağımızı düşünüyordum fakat hatalı yenen ilk gol ve 1 dakika sonrasında en güvendiğimiz iki adam olan Atiba ve Fabri’nin hataları sonucunda gelen ikinci golle turun kendi evimizdeki maça kaldığının farkına vardım ve her kritik maçta takımımın yanında olmaya çalıştığım gibi yine takımımın yanında olmam gerektiğini düşünerek satışa çıktığı an maç biletimi aldım.

Vodafone Arena’daki rövanş maçını canlı seyredebilmek maç bileti konusunu nasıl hallettiniz?

E.A: Bu tür durumlara hazırlıklı olmak adına İstanbul’dan Hamburg’a dönerken Passolig kartıma bir sonraki maç biletimi çıktığı an online olarak alabilmek için mutlaka 300 Lira üstünde bir meblağ yüklerim. Bir kaç ay önce yine bir kaç önemli maçı izlemek için İstanbul’a geldiğimde Passolig kartıma yaptığım TL yüklemesi sayesinde, biletler çıktığı dakikada Hamburg’da online olarak Passolig sisteminden Lyon maçı biletimi aldım. Bu tür önemli maçların biletleri dakikalar içeresinde tükendiği için, okurlarınıza tavsiyem, biletler satışa çıkmadan 5 dakika önce sisteme girip bilet çıktığı anda hemen satın almaları. Tabii ki alacakları tribün kategorilerini önceden planlamaları çok önemli bir fakör bu konuda, çünkü sisteme kararsız girip orda seçmek için kaybettikleri zaman diliminde biletler hemen tükenebiliyor ve sistem hata vererek dışarıya atıyor geç kalan kişileri.
Açıkçası Passolig sisteminin alt yapısı çok iyi olmadığından, yaşattığı çökmelerle insanları bazen çileden de çıkarabiliyor. Böylesinde önemli bir sistem için çok büyük bir eksiklik tabi bu.

HAYDİ BASTIR BEŞİKTAŞ

Şimdi de maç gününe gelelim: Stat dışı ve içindeki seyirci manzaraları sizi ne şekilde etkiledi? Tribünlerdeki sloganlardan ve pankartlardan bazılarını nakleder misiniz?

E-A: Tabii ben Hamburg’a gelmeden önce eski stadımız olan İnönü’de uzun yıllar tribünde, Çarşı Grubunun bulunduğu Kapalı Üst diye tabir edilen yerde bulunduğum için bu tür ortamlara çok alışkınım. Maça özel değil ama Beşiktaş’a olan aşkımdan dolayı o stada ne zaman girsem aynen ilk gittiğim gün gibi heyecan duyup terimin son damlasına, nefesimin sonuna, sesim kısılıncaya kadar takımımı destekliyorum. Maçın üzerinden 5 gün geçmesine rağmen sesim halen düzelmedi mesela.

Pankarttan öte bu maçta herkesi en çok etkileyen bayrak şovunun olmasıydı. 42.000’in üstünde bayrakla hep beraber bayrak şovları yaptık. Top takımımızdayken tezahürat, top rakipteyken 42.000 kişi hep beraber ıslık baskısı yaptık. Bir tezahüratı örnek vermem gerekirse; “Yürüyoruz adım adım, her solukta senin adın.. Şampiyonluk inan çok yakın, haydi bastır Beşiktaş’ım… Kupalar gelecek yine, Kartal uçacak göklere, mermiler atılacak gökyüzüne Şampiyon olduğun gece…” diye devam eden tezahüratı çok söyledik diyebilirim.

Maçın 27. dakikasında Talisca’nın attığı ilk gol BJK’nin turu geçip yarı-finale çıkmasına yetiyordu. Bu gol sonrasındaki duygularınızı öğrenebilir miyiz?

E.A: Talisca golü attığında tüm stat yıkıldı tabi sevinçten ama isi şansa bırakmamak adına en az 2 golün daha gerektiğini biliyorduk. Beraberlik golünü yememize rağmen gelen yine Talisca ile gelen 2. golümüz bizi daha çok umutlandırdı ve 3. Gol için bir hayli yüklenmeye başladık.

Misafir takım Lyon’un 34. dakikada gelen beraberlik golü bütün ümitlerimizi yıktı sanki. O an neler hissettiniz?

E.A: Tabi ki o gol herkesi çok üzdü fakat kimse umudunu kaybetmedi. Aslına bakarsanız bizi en çok üzen Babel gibi tecrübeli bir ayağımızın karşı karşıya kaçırdığı gol. O pozisyon gol olsa Lyon’un direncini kırıp maçı koparabilirdik ve turu alabilirdik.

58. dakikada yine Talisca’nın golüyle BJK’ya uzatmalara gitme hakkı doğdu ama maçın bitimine daha 32 dakika vardı. Kalan sürede sevinç, ümit, endişe gibi heyecanları bir arada yaşamak çok enteresan oluyor galiba.. Ya sizce?

E.A: Tabi ki o anlar insanın inanılmaz bir duygu yoğunluğu yaşadığı anlar ama bu duygular arasında en az yaşadığım duygu endişeydi açıkçası, çünkü takımımıza güveniyordum ve Şenol Hocamızın formda olduğu takdirde bu turu alacağını biliyordum.

KAZANARAK KAYBETTİK

Ve uzatmalarda da sonuç değişmeyince penaltılara geçildi. Babel, Cenk, Atiba, Talisca ve Necip’in atışları golle sonuçlandı ama devamında Tosiç ve Mitroviç’in vuruşlarından gol sesi gelmeyince BJK 6-7’lik bir skorla UEFA’ya veda etti. Penaltılar safhasında yaşadıklarınızı nakleder misiniz lütfen.

E. A: Yani yukarda da belirttiğim gibi, Şenol Hoca formda olsa Penaltılarda da olsa bu turu alabilirdik ama maalesef pek değildi. Mesela ben Şenol Güneş gibi tecrübeli bir hocadan, maçın penaltılara gittiğini görünce 119 ya da 120. dakikada penaltı listesine yazabileceği isimleri de düşünerek ayağı orta saha ve forvetlere göre daha kötü olan Tosiç ya da Mitroviç’ten birini kenara alıp, penaltıyı gol çevirme ihtimali yüksek olan Gökhan İnler gibi bir ismi oyuna almasını beklerdim. Bu turu getiren hamle bile olabilirdi, çünkü tek 1 penaltı farkıyla kaybettik.
Tabi ki bu konuda Şenol Güneş’e hiç bir şekilde kırgınlığımız yok, bizi buralara kadar getiren de kendisi. Onun ve takımımızın canı sağ olsun. Bu sene elde ettiğimiz tecrübelerle, seneye çok daha iyi şeyler yapabileceğimize, finale kadar gidebileceğimize yürekten inanıyorum.
Maçın özetini bana tek cümlede sorarsanız; “Kazanarak kaybettik..” diyebilirim.

Son olarak belirtmek istedikleriniz?

E-A:  Vodafon Arena’daki Adanaspor maçını da takip edip, 2 Mayıs’a kadar İstanbul’da kalacağım Başakşehir ile deplasmanda oynayacağımız kritik şampiyonluk maçı için.
Başakşehir maçı kritik;  çünkü alabilirsek sonraki hafta Fenerbahçe ile sahamızda gerçek anlamda şampiyonluk maçına çıkıp, maç sonrasında şampiyonluk turu artabiliriz…