Skip to content

Süleyman Deveci: Corona Günlüğü (14)

Haberler ürkütücü boyutlarda. Eee sosyal medya çağında yaşıyoruz.

Bugün tam iki haftadır bu günlüğe başlamışım. Dediğim gibi tarihsel bir süreçten geçiyoruz. Günde onlarca sayfaya girip yüzlerce haber okumak, anlamak, yorumlamak, değerlendirmek, haberden haber çıkartmak, kendimiz haber yapmak, olağan günlük koşuşturmaca, ekmek parası peşinden koşmak tüm bunların yanı sıra önlem almak, sık sık elleri yıkamak, canavara karşı tedbiri elden bırakmamak, iyimser olmak, çevreye pozitif enerji yaymak itiraf ediyorum insanı yoruyor. Ama daha yolun başındaymışız gibi de gaz veriyor. Yorgunluk ayrı bir dinamizm katıyor, daha çok çalışmaya şevk ediyor. Galiba tükenmişlik sendromu ya da virüsün kendisi bizzat ortaya çıkmadan bu hızı düşürmeyeceğim. Ben buna günü mutlu ve huzurlu kılmak diyorum.

Haberler ürkütücü boyutlarda. Eee sosyal medya çağında yaşıyoruz. Hesabı olan profesyonel haberci takılıyor. Yüzde doksanının çöp olduğunu bildiğim için uzak durmamı anlayışla karşılamalısınız. Daha çok okura ulaşmak için facebook, instagram, twitter kullanmak zaten akıllı insan işi değil. Okurun ne işi var oralarda? Varsa da henüz bana öyle birileri denk gelmedi. Okur arıyorsanız blog sayfalarına yönelin derim. Okuyan, ilgilenen, soran, bakan, irdeleyen, soruşturan oralarda. İster beğenin ister alının ben bu konuda böyle düşündüğüm için de bütün hesaplarımı uzun zamandır kapattım. Facebook’da kitaplarımın tanıtımı için bir göstermelik sayfa var, onu da sağ olsun bu sayfaların admini idare sözü verdi. Bunu birilerini aşağılamak için söylemiyorum, ne kadar boş, fuzuli, geveze, geyik varsa buralara yığıldığı için söylüyorum. Bende buna ayıracak zaman, insaf ve inisiyatif yok.

Bugün öğleyin baktığım otorite sayfalarına göre salgının bulaştığı insan sayısı dünya çapında yarım milyonu aşmış. Tam sayı: 542 788. Hayatını kaybeden insanların sayısı 24 361. Bu illetten kurtulanların sayısı ise 124 351. Rakamlar dehşetin boyutlarını haykırıyor. ABD’de salgına yakalananların sayısı 85 996. Böylelikle bu ülkede virüse yakalananların sayısı Çin’i geride bıraktı. 1 300 Amerikalı hayatını kaybetti. Herkes kendi ülkesinin devlet başkanına kızgın. Ama arşivler herkese açık, Trump’un virüsle, dahası kendi halkını koruma ile nasıl bir politika izlediğini dünya âlem biliyor. New York’dan gelen görüntüler üzücü. Dayanışma duygu ve düşüncelerimiz dünyanın dört bir yanında. Hastalığa yakalananlar, hayatlarını kaybedenler veya üstesinden gelip iyileşenler hepsi insanlar. İnsanı insan oldukları için sevmek zorundayız.

ABD öyle de Almanya çok mu farklı. 47 278 ile biz de o biçim koşuyoruz. Hayatını yitirenlerin sayısı ise 281. Hamburg’da genel durum 1693 kişiye salgın bulaşmış vaziyette. Kaybedilen hasta sayısı iki. Bayern’de, Nordrhein-Westfalen’da rakamlar dokuz bini aşmış durumda. İlkinde 55, ikincisinde 72 kişi hayatını kaybettiler. Yine Baden-Württemberg’de de 70 insan hayatını yitirdi. Bu dehşet verici genel rakamlara oranla hem dünya genelinde, hem de Almanya çapında daha az kayıpların olması hepimizin dileği. Keşke her ülkede benzer koşullar olsa, daha ciddi ve tedbirli olsalar. Ben bunu salt Alman sağlık sisteminin gücüne değil, ciddi devlet insanı ve yöneticiliği ama en çokta çok okuyan Alman halkının sunulan ve önerilen tedbirlere uymalarına yoruyorum. Evde kalanların sayısı sokaklardakilerden kat be kat fazla. Sokaktakiler kara kafalılar yani biz yabancılar. Elbette bunların içinde her sabah ve akşam evden işe, işten evlerine gidenler de var. Ama bomboş avare dolaşıp aptalca ortalıkta sırıtanlar maalesef o biçim. Bilmiyorum Hindistan’daki görüntülere denk geldiniz mi. Güvenlik görevlileri sokağa çıkma yasağına uymayanlara sopayla birkaç defa vuruyor. Bence bu uygulama birebir alınabilir. Ama SOL PARTİ kesin karşı çıkardı. Şaka bir yana elbette bu insanların da aydınlatılması gerekir. Streetworker denilen sosyal pedagoglar böylesi günler ve bu gençler için yoksa ne için varlar soruyorum.

Bu hafta bana ne kadar uzun geldi anlatamam. Ama sorumluluklarımız var. Çocuklarımıza, ailelerimize, akraba, dost, mesai arkadaşları, komşular derken koca bir topluma. İnsanın kim ve ne olduğunu ben en çok böylesi günlerde görüyor anlıyorum. Birbirlerine jest yapmaya çalışanlar mı dersin, bencilliklerine öbür dünyaya gitseler de veda etmek istemeyenler mi dersin çorba o biçim. İnsanın tarihine bakın o bir hayatta kalma sanatçısı. Nice uygarlıklar kurmuş, yıkmış, nice badireler atlatmış. Bunu da atlatacağına inancım tam.

Sonlarken değinmek istediğim bir konu var. İtalyanlar o kadar çok cenaze olunca yakmak zorunda kaldılar. Yerli ulusal medya etmediği küfürü bırakmadı. Önceki gün ama bilim insanları açıkladılar. Hasta vefat etse bile virüs akciğerde yaşamaya devam ediyorlar diye. Bizde ise cenazelerin hâlâ gömüldüklerine şahit oluyoruz. Bugünkü gazetelerde topluca gömülenlerle ilgili haberlere bakın. Bence bu konuya Türkiye’de Diyanet değil Sağlık Bakanlığı bir an önce el atmalı. Elimde Almanya’da vefat edenler ne oluyor, cenazeler Hamburg’da nasıl kaldırılıyorlar güvenilir bir bilgi yok. O yüzden öğleyin Hamburg Sağlık Dairesi’ne sorduk, cenazeler ne yapılıyor diye. Gelecek yanıtı sizlerle paylaşacağım kesin.

Yılmak, pes etmek, karamsarlığa kapılmak yok. Hep beraber gerek evde kalarak, gerek sık sık ellerimizi yıkayarak, alınması gereken mesafe kurallarına riayet ederek, inat, bilinç ve kararlılıkla, en önemlisi de dayanışma, paylaşım ve sevgiyle bu illetin üstesinden geleceğiz. Moralinizi bozmayın.

Belki sonu bugün biraz ulusa sesleniş konuşması gibi oldu, yine de ben hepinizi selamlıyorum.

27.03.2020

Kaynak:Almanyalilar.com

Süleyman Deveci: Corona Günlüğü (14)

Haberler ürkütücü boyutlarda. Eee sosyal medya çağında yaşıyoruz. Bugün tam iki haftadır bu günlüğe başlamışım. Dediğim gibi tarihsel bir süreçten geçiyoruz. Günde onlarca sayfaya girip yüzlerce haber okumak, anlamak, yorumlamak, de...