Skip to content

Süleyman Deveci: Corona Günlüğü (21)

 Bu saatten sonra resmi söylemler inanmak bilmiyorum ne kadar doğru olur

Ortalık yangın yeri, cehennem ateşleri her yere yayıldıkça yayılmaya devam ediyor. Bu arada üçüncü sayfa haberlerinde gözle görülür derecede artış var. Almanya çapındaki rakamlar Çin’deki vaka sayısı geldi dayandı. Gece yarısı gelen rakamlara göre 79 696 insana Almanya’da virüs bulaşmış.

Hayatını yitirenlerin sayısı 1 017. Hamburg’da hasta sayısı 2 596, hayatını yitirenlerin sayısı 16. Almanya çapında hayatını kaybedenlerin sayılarında ki hız ve sürekli kabaran rakamlar oldukça dikkat çekici. Uzmanlar genel anlamda olumlu bir yavaşlıktan bahsetseler de kime ne kadar güvenilebileceği sizin kendi inisiyatifinize kalmış. Bu saatten sonra resmi söylemler inanmak bilmiyorum ne kadar doğru olur. Yine de kurallara uymak, tavsiyeleri dinlemek en doğrusu.

Dünya çapında da gidişat iç karartıcı. Hastalığa yakalananların sayısı dünya çapında 1 030 628. ABD 245 573 vakayla listenin ilk sırasında. Vefat sayısı bu ülkede 6 058. İspanya 117 710 kişi ile ikinci ülke liste başında. 10 935 kişi bu ülkede hayatını kaybetmişler. 115 242 kişi İtalya’da salgına yakalanmışlar, hayatını yitirenlerin sayısı ise 13 915. İtalya’yı yukarıda verdiğim rakamlarla Almanya izliyor. Almanya’daki ölü sayısının bu denli az olmasına inanan yok. Resmî açıklamaların da ikna gücü zayıf. İlerleyen günlerde ama ölü sayısının çok daha fazla olacağını da aynı kaynaklar bildiriyorlar.

Almanya’yı Çin izliyor. 82 509 rakamı ile Çin salgını uzun zamandır durdurmuş ve kontrol altına almış görünüyor. Burada hayatını yitirenlerin sayısı 3 326. Türkiye’de ise salgın şu ana kadar 18 135 kişiye bulaşmış. Hayatını yitirenlerin sayısı 356. Türkiye’nin rakamlarına inanan hiç yok. Hastalığa yakalananların sayısının çok daha fazla olduğu iddia ediliyor. Her kafadan bir ses çıkması, bilgilerin tek bir ana kaynaktan çıkmaması bence en büyük sorun.

Rakamlar bu denli ürperti verir iken sokakta grup halinde insanlara denk gelince içimdeki canavara hâkim olamıyorum. Öfkem burnuma çıkıyor. Yeteri kadar dert yokmuş gibi bir de bu angutlarla uğraş diyorum. Sonra da bırak ne halleri varsa görsün diyorum. Ama hastalığı belki de başkalarına bulaştıracaklar, sorumsuzluklarını görmezden gelme, müdahale et diyor içimden bir ses. Şükür şimdiye kadar ikna edemediğim çıkmadı. Toplu taşıma araçlarında bağıra çağıra cep telefonlarıyla konuşup virüslerini ortalığa yayanlar yine Afrikalılar ve Türkiyeliler. Konuşmak işe yaramıyor, yerinizi değiştirmek en doğrusu. Müdahale edenlerle bir de tartışıyorlar.

Bakın şöyle bir çevrenize, tanıdıklarınıza, yakınlarınıza, akrabalarınıza, sevdiklerinize. Nasıl da asabi, gergin ve tedirginler. Bundan daha insancıl ne olabilir? Korkmayan, taslanmayan, gelecek kaygısı duymayan böylesi şartlar altında ancak robotlar olabilir. Sığınabileceklerimiz çok az, sabır, hijyenik kurallara rivayet, karamsarlığa düşmemek, hoptirinam iyimserliklerle de herşeyi gırgıra almamak, çok fazla haberlere bakmamak, hatta yapabiliyorsanız hiç bakmamak, insanlığın bu günlerin de üstesinden geleceğine inanmak ve etrafınızdakilere inandırmaya çabalamak, artık tüketim toplumunun satın alan sıradan makinelerinden başka birer birey, insan olduğumuzu hatırlamak ve hatırlatmak. Bunlar az şey değil biliyorum ama böylesi günlerde en anlamlı uğraşılar.

Mesai haftasını da şükür kazasız belasız atlatttık ama benim kadar şanslı olmayan nice insan olduğunu biliyorum. En azından kalbim ve düşüncelerim onlarla. Bu satırları okuyan her okuruma tek tek güzel, dinlendirip güç biriktiren, kalplerimize biraz da olsa neşe ve sevinç verebilen sıhhatli bir hafta sonu diliyorum.

03.04.2020

Süleyman Deveci: Corona Günlüğü (21)

 Bu saatten sonra resmi söylemler inanmak bilmiyorum ne kadar doğru olur Ortalık yangın yeri, cehennem ateşleri her yere yayıldıkça yayılmaya devam ediyor. Bu arada üçüncü sayfa haberlerinde gözle görülür derecede artış var. Almanya ça...