Skip to content

Süleyman Deveci: Corona Günlüğü (8)

Hava güzel ve güneşli. Uçaklar uçmuyorlar. Hamburg Hamburg olalı gökyüzü bu denli temiz ve berrak, bu kadar masmavi olmamıştı. 

Bu son bir hafta, dün sorulsa hayatımın en uzun haftasıydı derdim. Şu an bana nasıl da hızlıca gelip geçmiş gibi geliyor. Anlık değişken ruh hallerimizle ilgili bir durum denilebilir. Hava güzel ve güneşli. Uçaklar uçmuyorlar. Hamburg Hamburg olalı gökyüzü bu denli temiz ve berrak, bu kadar masmavi olmamıştı. Ayrıca gökteli yıldızları belki de Almanya’ya geldim geleli ilk defa bugün yeniden görebildim dersem bana inanın. Çevre kirliliği ve onun bir numaralı sorumlusu insan bunun suçlusu. Doğanın dengesiyle o denli sorumsuzca oynayıp durduk ki, yanıtı ve intikamı gözle görülemeyen ama gezegeni kıskacına alan küçücük bir virüs oldu. Onu yenmek için aylardır uğraşıp duruyoruz şimdi. Ne zaman, nasıl henüz bilinmese de, onunla yaşamayı da mutlaka öğreneceğiz.

Dünyanın dört bir yanından gelen haberler bir yana Hamburg’daki bulaşma oranı dehşet verici boyutlarda. Kimseleri suçlamak istemem ama ben hem eyalet yönetmini, hem de olaydan oldukça yüzeysel haberi olan ve bugün bile ortalıksa sorumsuzca dolaşan insanları ki bunların ezici çoğunluğu göçmenlerdir, onları suçluyorum. Bu insanların kendi dillerinde bilgilendirme zerre kadar yapılmadı. 60 yıldır bu ülkede yaşayan insanlar bugün bile olayı tam olarak kavrayamamış Türkiye’den gelecek haberleri beklediler. Oysa Türkiye dört gözle buradan gelecek önlem ve tedbirleri nasıl kopyalarım, virüsle nasıl uğraşmalıyım diye hazır olda beklerken.

Gün onu bunu suçlama günü değil ama ben öneri ve öngörülerimde ısrarla devam etmek zorundayım. Bunu insani bir görev, aydın görevi, sanatçı sorumluluğu olarak görüyorum. Herkes okusa dünyanın hali bambaşka olurdu. Almanya’daki son rakamlarla, İran’daki ve ABD’deki hasta sayısı rakamları aşılmış oldu. Tam gaz İtalya olma yolunda koşar adım gidiyoruz. Soytarı diye adlandırdığım uzmanlar hemen her gün birbirleriyle çelişen bilgilerle zihnleri kirletmeye devam ediyorlar, medyanın bilgi kirliliği Hamburg’un virüs öncesi semalarını çağrıştırıyor, boz ve kurşuni.

Almanya çapında bu satırları yazdığım an itibariyle 21 128 insanın test sonucu pozitifdi. Bunların 113 tanesi iyileşmiş, 71’i ise hayatlarını kaybettiler. Ölüleri devletin gömdüğü (?) söyleniyor. Ailelerin haberleri yok, sadece hayatların kaybedildiği bilgilendiriliyor. Yani ölsek artık cenazemize gelen olmayacak, seremoni filan yok modundayız. Daha bunu bile kavramamış insan grupları sokakta yan yana, el ele, öpüşenine bile rast geldim. Bunun adı aşk veya sevgiden çok bu günlerde bana sorumsuzluk ve cehalet gibi geliyor.

Hamburg semalarında uçan bir uçak arkasında “evde kal” yazılı bir pankart taşıyor. Önceki gün Alman polisi dolandırıcıların yaşlı insanların zilini çalıp sağlık dairesinden geliyoruz diyerek milleti dolandırdığı uyarısında bulundu. Hamburg’da da benzer vakalara denk gelinmiş. Hamburg mahkemeleri insani bu sıralar. Kadın bir işverennin dükkanların zorunlu kapatılma kararnamesine itirazını reddettiler. Şahısların kişisel ekonomik çıkarlarından çok kitlelerin sağlığı önemli bu sıralar. Hangi yüzle kadın yasağa itiraz etmiş anlayan beri gelsin.

Alış verişler 1,5 m’lik aralıklı mesafelerle yapılıyor. Hoşuma gitti, aynı çirkin ve suratsız kasiyerim bana yıllar sonra gülümseyerek sağlıklı bir hafta sonu diledi. O an gözüme ne kadar da güzel bir insan gibi gözüktü hayret ettim. Virüs onun mu, yoksa benim mi kalbimi yumuşatıyor anlamaya çalışıyorum. 664 kişiye Hamburg’da hastalık bulaşmış. Hayatını kaybeden bir kişi.

Oldukça uzun ve yorucu bir haftaydı. Aslında bugün canım hiç ama hiç yazmak istemiyordu. “Babil” ile “Ramo”nun son bölümlerine baktım. Ne kadar geri ve ilkel bir toplum olduğumuzu gördüm. İtirazım var, olsun diye elim kendiliğinden klavyeye gitti. Ama bu gidişle bunlardan da beter, daha da paspaye dizileri mumla arayacağımız yakındır.

Dün akşam saat 21.00 eylemi önceki güne oranla oldukça sönük ve kısaydı. Sokağa bakan en uygun yerden sizler için iki dakikayı dahi bulmayan görüntüleri kayıt ettim. Doya doya bakın. Sağlıkçılara teşekkür etmek için daha çok hasta, hatta ölü bekler gibi bizim komşular. Oysa o teşekkürler dünya çapında bu illete karşı mücadele veren insanlar için. Ben öyle yorumluyor, öyle olmasını diliyorum. Yeter mi, kesinlikle yetmez ama eli kolu bağlı durup virüsün kendimize bulaşmasını bekleyecek kadar da kaderci olmak mantıksız.

Bugün Newroz, yeni bir yılın başlangıcı. Baharın çoktan geldiğinin müjdecisi. Her sabah erkenden cıvıl cıvıl ötüşen kuşların sesi soluğu çıkmıyor. Her yıl söylenen, yazılıp çizileni fotoğraf veya video karelerine yansıyan kavga, direniş, isyan çağrıştıran izler yok denecek kadar az. Bol bol mesaj, uzaktan dilek ve kuru paylaşımlar var. Virüs dil, din, ırk, vatan, millet ayrımı yapmamaya devam ediyor. Hatta yaşlılar için tehlikeli olduğu söylenen virüs Almanya’da birçok gence bulaşmış vaziyette. Bugün ekstra gençler için bir uyarı mesajına denk geldim. Artık taşıyıcı değil aynı zamanda kurbanlar da.

Güzel ve umut veren haber yine Hamburg’dan. Yetkili sağlık kurumları binden fazla gönüllünün yardımcı olmak için başvurduklarını söylediler. Aralarında kaç Türkiyeli’nin olduğunu telefonla arayıp sordum, veri koruma yasalarından bahsedip bu bilgiyi paylaşmak istemediklerini belirttiler. Gönüllülük bilinci bizde sıfırın altında bunu ispatlamak istemiştim. Ama ilerleyen günlerde bu konuya bakış açımızın da değişeceğine eminim.

Bugünlük bu kadarla yetinin. Yarın kaldığığımız yerden tam gaz devam. Yazdıkça yorgunluğum kayboluyor. Sevgi, bilgi ve sağlıkla kalın.

21.03.2020

Kaynak: Almanyalilar.com

Süleyman Deveci: Corona Günlüğü (8)

Hava güzel ve güneşli. Uçaklar uçmuyorlar. Hamburg Hamburg olalı gökyüzü bu denli temiz ve berrak, bu kadar masmavi olmamıştı.  Bu son bir hafta, dün sorulsa hayatımın en uzun haftasıydı derdim. Şu an bana nasıl da hızlıca gelip geçm...