Hamburglu Yazar ve İşkadını Esma Arslan, seçimde oylarını veren Türkiye kökenli vatandaşlara sitem etti!
Hepimizin bildiği gibi Hamburg’da yeni bir koalisyon hükümeti kuruldu. Kimilerimiz bayram ettik, kimilerimiz kızıp öfkelendik. Bunun da nedeni içlerinde göçmen kökenli tek bir senatörün olmamasıydı. Bu rahatsızlık verici gelişmelerin göçmenlerin Hamburg gibi çok kültürlü bir dünya metropolünde ırkçılığa karşı tepkilerin tavan yaptığı bir döneme denk gelmesi dikkat çekici.
Bir diğer saptama göçmenlerin gerek Alman politikacılardan gerekse de bizim o her zaman destek vermeye seve seve gönüllü olduğumuz göçmen politikacılarının bu konuda seslerinin çıkmaması. Ben şahsen politikacılarımızı bu konuda oldukça pasif buldum. Aslında en büyük tepkiyi ilk başta onların vermesi gerekmez miydi? Nihayetinde bu konu onların da sorunu değil mi?
Bence ama en önemlisi birkaç istisna dışında bu denli önemli haber değeri olan bir gelişmenin biz gazetecilerin de pek ilgisini çekmemesiydi. Bu çağrı ile sizleri bu konuda uyarmak dahası duyarlı olmaya davet etmek istiyorum. Gazetecilik yapmak bazen de can sıkıcı an ve gelişmeler karşısında objektif habercilik yapmak değil midir?
Bizler medya mensubu, gazeteci, haberci olarak bu konuya el atmayalım mı? Aslında ciddi anlamda göçmen medyasının üzerine gitmesiyle belki de hükümeti istifaya dahi sürükleyebilecek böylesi gelişmelerin merkezinde pasif kalmamızı üzücü buluyorum. Nihayetinde bu şehirde yaşıyoruz. Onca ayrımcılığı yaşamasaydık göçmen basınına da ihtiyaç kalmazdı. Yerli medyada kendimiz yeteri kadar ifade edemediğimiz için yola çıkmadık mı? Neden varız, neden bu ülkede gazetecilik yapıyoruz diye kendimize sormalıyız. Meslektaşlarımızdan haklı tepkilerini ortaya koyanlar da oldu ama bu oldukça zayıf ve yetersizdi bence.
Ben diyorum gelin bu olayı gayet objektif bir biçimde bu konunun temsilcileri ile görüşüp haber yapalım, hem Alman hem de göçmen politikacılara bu niye böyle diye sormaya devam edelim, bu bizim mesleki görevimiz değil mi? Ben şahsen öbür türlü her şeyi yutup kabullenen göçmen politikacılar gelecekte inandırıcılıklarının kalmayacağına inanıyorum. Ama en başta bu insanları kamuoyuna taşıyan biz medyanın da samimiyeti ve inandırıcılığı sorgulanacaktır.
Son olarak da burada HTBB’ne seslenmek istiyorum. Neden bir kınama veya uyarı yazısı ile bu durum karşısında hoşnutsuzluğumuz dile getirilmedi? Birçok konuda güzel tepkiler veren kurumumuz bence henüz çok geç değil, bu konuyu da ele alıp hem bir kutlama, hem de bir kınama yazısını yayınlayabilir.
Amacım bu çağrı ile birilerini kırıp incitmek değil aksine olumlu ve pozitif yaklaşarak bu konuyu en doğru ve güzel bir şekilde ele alıp eni boyu konuşup tartışmaktır. Sanıyorum gazetecilik görevimiz de bizden bunu bekliyor.
Yazar Esma Arslan / 18.06.2020
