Hamburg Atatürkçü Düşünce Derneği, Atatürk’ü Anma, Gençlik ve Spor Bayramını Hamburg’da Louisiana Star gemisinde Elbe Turu yaparak kutladı. Geleneksel olarak her yıl düzenlenen gemi turuna, yoğun bir ilgi ve katılım oldu.
Haber ve Fotoğraflar: Ali Akdemir
Atatürkçü Düşünce Derneği Hamburg (ADD) tarafından düzenlenen, 19 Mayıs gemi gezisi, bu sene 21 Mayıs Pazar günü, 11-16 saatleri arasında 400’ün üzerinde çoşkulu bir insan topluluğunun katılımıyla şölen havasında gerçekleşti.
BÜYÜK BİR HEYECAN VE ÇOŞKU İÇERSİNDE KUTLANDI!
Konuyla ilgili Hamburg ADD tarafından yapılan yazılı açıklamada şu görüşlere yer verildi. “Ülkemizin her köşesinin düşman askerleri tarafından işgal edilmeye başlanmasının ardından 19 Mayıs 1919 Pazartesi günü Mustafa Kemal Paşa Bandırma vapuru ile Samsun’a çıkmıştı. Bu nedenle 19 Mayıs günü Kurtuluş Savaşı tarihimizde kurtuluş meşalesinin yakıldığı gün olarak anılır.
Bugün kutladığımız Ulusal Bayramımızın adı sırasıyla “Atatürk Günü”, “Gençlik ve Spor Bayramı”, “Atatürk’ü Anma Gençlik ve Spor Bayramı” gibi isimler almakla birlikte 19 Mayıs 1935 tarihinden bu yana Ulusal Bayram olarak kutlanmaktadır.
Hamburg Atatürkçü Düşünce Derneği başkanı M.Serdar Temur’un ev sahipliği yaptığı ve yönetim kurulu üyeleriyle birlikte gelen konuklarla tek tek ilgilendiği etkinliğe, T.C Hamburg Muavin Konsolosu Cemal Alsulu, TGH başkaını Murat Kaplan, çok sayıda geniş bir yelpazede sivil-toplum örgütü temsilcileri olmak üzere, 400’ün üzerinde kadınların çoğunlukta olduğu bir vatandaş topluluğu katıldı.
İSTİKLAL MARŞI SÜRPRİZİ!
Hamburg T.C Muavin Konsolosu Cemal Alsulu, Hamburg ADD başkanı M.Serdar Temur’un konuklara hitaben günün anlamı üzerine birer konuşma yaptığı etkinlikte, Hamburg’un tanınmış beyefendi sanatçısı Aytun Ede yaptığı başarılı canlı müzik performansı ile gemi turuna katılan misafirleri coşturmasını bildi.
Günün en büyük sürprizi ise, gemi Wedel semtinde kıyıya yakın bir mesafede bulunan Wilkomm-Höfte geldiğinde ise, Türk bayrağının göndere çekilmesi ve İstiklal marşı çalınması oldu. Kıyı liman yetkililerinin bu jestine gemi turuna katılanlar, türk bayraklarını sallıyarak karşılık vererek, istiklal marşına büyük bir çoşku ve heyecanla güçlü bir şekilde eşlik ettiler.
BAŞKAN M. SERDAR TEMÜR’ÜN KONUŞMASININ TAM METNİ
Atatürk, 19 Mayıs için “Benim doğum günüm“ diyor.
Bugün “Atatürk’ü Anma Gençlik ve Spor Bayramı” olarak kutladığımız bu bayram;
19 Mayıs, onurlu, özgür ve bağımsız yaşama hakkı elinden alınan bir Milletin,
örgütlü bir mücadeleye başlamasının, çağdaş Cumhuriyete giden yolunun ilk adımıdır.
Bizi biz yapan bir tarihin, Kurtuluş Savaşının başlangıcıdır.
Kurtuluş Savaşının amacı nedir?
Kurtuluş Savaşının amacı;
millî hakimiyete dayanan, kayıtsız şartsız (tam) bağımsız yeni bir Türk Devleti kurmaktır.
Siyasi, mali, ekonomik, adli (hukuki), askeri, yani her konuda tam bağımsız bir Türk Devleti kurmaktır.
Bugün burada yalnız emperyalizme karşı, sömürgecilere karşı,
Atatürk’ün deyimiyle “zalimlere” karşı verilen kutsal bir savaşın başlangıcını kutlamıyoruz.
Bugün burada, aynı zamanda emperyalistlerle, sömürgecilerle işbirliği yapan,
halkını sürü olarak gören, saraylarda oturan sultanların kişisel egemenliğinden,
tek kişinin egemenliğinden, ulusal egemenliğe geçişin de başlangıcını kutluyoruz.
Hoş geldiniz! Şeref verdiniz.
Sayın Muavin Konsolosumuz Cemal Alsulu,
Değerli Gençler,
Değerli Üyelerimiz,
Değerli Dostlarımız,
1919’da başlayan Kurtuluş Savaşının önsözü, 1915 Çanakkale Savaşıdır.
Tam anlamıyla bir vatan savunmasıdır.
Mustafa Kemal ve daha sonra Kurtuluş Savaşını yönetecek olan komutanlar önce orada,
Çanakkale’de yurdu savundular.
Mustafa Kemal, işgal devletlerinin hedefi Osmanlı’nın başkenti İstanbul’u ve Osmanlı’yı daha 1915’te,
daha 34 yaşındayken (Arıburnu’nda, 2 kez Anafartalar’da ve Conkbayırı’nda) dört kez kurtardı.
Osmanlı Birinci Dünya savaşını kaybedince,
İngiltere öncülüğündeki işgal devletlerinin donanması 13 Kasım 1918’de,
daha 3 yıl önce, Çanakkale savunması sanki hiç yaşanmamış gibi İstanbul’u işgal etti.
Ve bu kez ilginç olanı, Osmanlı heyeti işgalcilere “hoş geldiniz” diyordu.
Padişah Vahdettin ve Sadrazam Damat Ferit Paşa,
30 Mart 1919’da işgalci İngiltere’nin sömürgesi olmak için İngiltere’ye başvurdular.
Hani bazen utanmadan “Osmanlı Padişahı kurtuluşu başlatması için Mustafa Kemal’i Anadolu’ya gönderdi” falan deniliyor ya; gerçek tam tersiydi.
İngilizleri çok seven padişaha, İngilizler tarafından “Türk direnişini durdur”,
işgalci devletlere karşı olabilecek hareketleri engelle,
işgal kuvvetlerinin güvenliğini sağla talimatı verilmişti.
Mustafa Kemal önce bu görevin kendisine verilmesini sağladı.
Bugün bayram olarak kutladığımız 19 Mayıs 1919’da Samsun’a çıktı, Anadolu’ya ayak bastı.
Kendisine verilen görevin tam tersini yaptığı için,
Milli Kuvvetleri emperyalizme karşı, işgalcilere karşı örgütlediği için,
iki ay bile dolmadan, 8 Temmuz 1919’da Padişahın emriyle görevinden alındı.
Daha sonra da, kendisi ve arkadaşları için çıkarılan idam kararı Padişah Vahdettin tarafından onaylandı.
Türkiye Cumhuriyeti, askeri güce değil, milletin gücüne dayanarak kurulmuştur.
Atatürk, düzenli ordudan önce Milletin Meclisini, TBMM’ni kurmuştur.
Demokrasiye giden yolun ilk büyük adımı olarak,
daha Kurtuluş Savaşı devam ederken, 23 Nisan 1920’de Ankara’da TBMM açıldı.
Meclis açıldığında, Türkiye’de İngiliz, Fransız, İtalyan ve Yunan askerleriyle,
onlara destek veren silahlı gruplardan oluşan 200 bin kişilik istila ordusu bulunuyordu.
30 Ağustos 1922 Zaferinin ardından yurt istilacılardan kurtuldu.
Mustafa Kemal Atatürk’e göre “Hiçbir zafer amaç değildir.
Zafer, ancak kendisinden daha büyük olan amacı elde etmek için gereken en belli başlı araçtır.”
Öyleyse kurtuluştan sonra kurulacak
ve ilkesi “Yurtta Barış, Dünyada Barış” olacak olan Cumhuriyetin amacı
“süngü zaferleri değil, ekonomi ve ilim zaferleri olmalıydı.”
29 Ekim 1923’te Cumhuriyet ilan edildi.
Atatürk Cumhuriyeti çağdaş dünyanın aydınlık, akıldan, bilimden yana olan yüzüyle
her zaman barışık oldu.
Mustafa Kemal, daha 17 Şubat 1923, İzmir İktisat Kongresinde:
“Tam bağımsızlığı sağlayabilmek için tek gerçek güç, en güçlü temel kesinlikle ekonomidir.“ diyordu.
Ekonomi bir an önce düzeltilmeli, yurttaşın gelir düzeyi, kendisine olan özgüveni yükseltilmeliydi.
Vatandaş, çaresiz ve muhtaç olarak, bir daha kolayca tek kişinin peşinden sürüklenir duruma düşmemeliydi.
Cumhuriyetle birlikte Orta Çağ’ı yaşayan bir din ve tarım toplumunda devrim yapıldı.
Devletin temeli adalet oldu, tarafsız hukuk oldu. Artık en gerçek yol gösterici bilim ve akıl olmalıydı.
Türkiye Cumhuriyetinde kul olmayan, bilimsel düşünen, sorgulayan akla sahip, özgür insanlar yetişmeliydi.
İşte 19 Mayıs bütün bunların başlangıcı olan gündür.
19 Mayıs 1919’da tüm Cumhuriyet devrimleriyle beraber Türk Aydınlanması, laiklik,
kadının insanlık onuruna yakışan hakları, çağdaşlaşma ve demokrasi Samsun’a ayak bastı.
“Mustafa Kemal, bu görkemli uygarlık tasarımının
hem düşünürü, hem örgütleyicisi, hem de uygulayıcısıydı.”
Prof. Ahmet Taner Kışlalı’nın sözleriyle: “Kemalizm geçmişin bekçiliği değil, geleceğin öncülüğüdür.”
Bugün, Türk Bağımsızlık Savaşının doğum gününü,
gençlere armağan edilen onurlu bir başlangıcın 104’üncü yılını kutluyoruz.
19 Mayıs Atatürk’ü Anma, Gençlik ve Spor Bayramımız Kutlu Olsun.
Mehmet Serdar Temur