Skip to content

HTBB Antalya Gezisi (IV)

HTBB Antalya Gezisi (IV) Gezi programımızdaki bir sonraki durak Antalya Büyükşehir Belediyesi Sahipsiz Geçici Hayvan Bakımevi oldu.

Ta oralara kadar gidip de bir bakımevini ziyaret etmemek olmazdı. Bugün ve yarın size bu konuyu, yani Antalya’da hayvan hakları ve ihlalleri ile ilgili bir şeyler karalamak istiyorum. Benim tanık olduklarım iki farklı ifade, dünya dahası gerçeklik diye nitelendirilebilir. Her ne kadar hayvan hakları aktivisti de olsam, gazeteci yanım ağır bastı ve bu iki farklı görüşleri ve tanımlamaları iki bölüm halinde aktarmanın objektif habercilik açısından daha doğru olacağına inandım.

Gelelim Antalya Büyükşehir Belediyesi Sahipsiz Geçici Hayvan Bakımevi’ne. Gerçeği söylemek gerkirse basın gezisi programımızda bu ziyaret yoktu. Son an gelişmesi diyebilirim. Oralara kadar gidip de bir barınağı ziyaret etmemek olası mı? Başlarken hemen açıkça söylemeliyim bir kere bakımevi yerleşim merkezinden oldukça uzakta. Araçsız, arabasız herhangi bir hayvanseverin oralara ulaşabilmesi neredeyse imkansız. Ulaşabilecek insanlar ancak kendi araçlarıyla gidebilirler. Oldukça köhne bir yer seçilmiş. Olumlanacak iyi şey yakınlarda bir hayvanat bahçesinin olması. En azından burayı ziyarete gelen insanlar yakınlarda bir barınağın olduğundan haberdar oluyorlar. Ama bunların ne kadarı orayı ziyarete gidiyor bilmiyorum.        

Girişte dışarıda serbestçe dolaşan küpelenmiş ama bakımsız ve zayıf köpekler dolaşıyordu. Barınak dışında yapılmış alanlar derme çatma ve ancak 4-5 m2 büyüklüğündeydi. Oysa koskoca ormanlık alan mevcut ama köpeklerin oynama, koşma, hareket etme imkanları neredeyse yok, ellerinden alınmış. Geçici ve rehabilitasyon merkezi de adına denilse hakkı bence verilmek zorunda. Hemen girişteki görevliye HTBB ve Hamburg Uluslararası Yardıma Muhtaç Hayvanları Koruma Derneği Başkanı olarak geldiğimizi söyledim. Kapıda 10-15 dakika bekletildik. Bir veteriner hanım geldi. Oldukça kısa bir süreliğine belirli bir yeri gezip görebileceğimizi söyledi. Eski bir yapı olduğunu o da ifade etti. Binanın sadece ön kısma ait belirli bir bölümünü görebildik.

Genel görüntü oldukça üzücüydü. Kesinlikle fotoğraf veya video çekimi yasaktı. Tavanı oldukça düşük 2-3 m2 lik yerlerde hasta ve hasta olmayan köpekler yan yana üçer beş yığılmışlardı. Hepimizi yüzünden okunan acıma ve üzülmeydi. Odacıklara yığılmış hayvanlar sineklerin istilasına uğramışlar resmen ölümlerini bekliyorlardı. Ayrıca gözüme çarpan bir su veya mama kapı olmadı. Görebildiklerimin de içleri boştu. Kedilerin olduğu bölümü ise ben görmek istemedim. İntiba hiçte iç açıcı değildi.

Dediğim gibi biraz da rastlantı sonucu ortaya çıkan bir ziyaretti bu. Genel gezi programında yoktu. Şahsen karşılaştıklarımı ben oldukça olumsuz buldum. Benimle gelenler de hemen hepsi aynı fikirdeydi. Marifet oraya hayvanları kapatmak değil. Koskoca orman bıraksalar daha geniş alanlara, kontrollü, daha hijenik, doğal ve insancıl hizmet sunabilirler. Yarım saat kadar bakımevinde kaldık. Sonra dışarıda serbestçe dolaşan küpelenmiş köpeklerin yanına geldik. Grupta gelen hemen her arkadaş o hayvanları sevip okşadılar. Fotoğraf çekip anlık dahi olsa onlarla ilgilendiler. O canların zaten ihtiyacı olan tam da buydu. Dokunulmak, okşanmak, sevilmek.

Böyle karmaşık ve üzgün duygu ve düşünceler içerisinde dünyanın en uzun olduğu söylenen akvaryumunu ziyarete gittik. Göreceklerim karşısında şoke olacağımı önceden nereden bilebilirim? Tanıyanlar bilirler, böylesi yerleri, sirkleri, hayvanat bahçelerini ziyaret edip görmeyi, reklamını yapmayı, teşvik ve tavsiye etmeyi sevmem. Yine de grup haline olduğumuz için farklı davranarak genel ahengi bozmak istemedim.

Akvaryum denilince herkes gibi benim de aklıma renga renk, suyun içerisinde oradan oraya yüzen balıklar gelir. Oldukça karanlık bazı bölümleri loş ışıkla aydınlatılmış bir yere girdik. Dapdaracık bir yerde yarasalar uçuşuyordu. Bir tanesi uçarken gelip tam da önümdeki vitrinde yere düşmesin mi? Kalkıp uçmaya çalıştı zavallıcık, çırpındı ama başaramadı. Kızıp öfkelendim. Oradaki görevlilere seslendim, hayvan uçamıyor diye çıkıştım. Birkaç metre ilerlemiştik ki bu defa da baktım kocaman bir yılanın bulunduğu cam kafese canlı canlı bir tavşan atılmış. Yılan tavşanı boğuyor. İlerledikçe benzer, yan yana dizilmiş cam kafeslerdeki yılanların hemen hepsinin canlı tavşanlarla beslendiklerine şahit olunca, ben kendimi kaybettim. Yılanların o tavşanları boğup öldürmeleri kendimi yitirmeme yetti. Zar zor sağolsun arkadaşlar beni çıkışa götürdüler. Resmen hastalandım. Gezi boyunca da bir daha kendimi toparlayamayacaktım. Mide ağrılarına yakalandım. Bugün bu satırları yazarken bile iyi değilim.

Çıkış bölümünde tesadüf bu ya akvaryumun sahibi ile karşılaştık. Ben tanımıyorum. O ruh halimle zaten ağlayıp kızıyor, lanetler yağdırıyorum. Adam kapıda bekliyormuş. Ben sinir krizleri geçiriyorum. Olup bitenleri anlayınca başladı bu defa özürler dilemeye. Yılanların beslenmelerinin aslında geceleri, ziyaretçiler olmadan yapıldığından bahsetti. Davranışlarını haklı çıkarmaya çalışınca ben daha da kızdım.

O gün nasıl geçti bilmiyorum. Ertesi sabahın ilk aktivitesi Antalya Valisi Münir Karaloğlu’nu ziyaret idi. Yozgat Valiliği ile ister istemez kıyasladım. Bu defa öyle değildi. Herkes öyle elini kolunu sallayarak serbestçe valiliğe girip çıkamıyordu. Kapıda görevli elleri silahlı askerler nöbet tutuyorlardı. Çok sıkı güvenlik önlemleri gözden kaçmıyordu.

Konferans odasında toplanıldı. Vali Bey geldiler. Karşılıklı tanışıldı. Vali Bey siz sorularınızı sorun ben cevaplayayım dedi. Böylelikle soru cevap bölümüne geçildi. İlk sorudan sonra baktım soru soran çok olacak, ikinci soruyu ben sormak istedim. Kısaca kendimi tanıtıp Hamburg Uluslararası Yardıma Muhtaç Hayvanları Koruma Derneği Başkanı olarak son dönemde Antalya’da gerçekleştirilen sokakta at ve köpek zehirlenmeleri, katliam ve eziyetleri ile ilgili söylentiler olduğunu, bunların ne kadar doğru olduğunu ve bu konu hakkında neler düşündüğünü sordum. Sorumun şahit olduğumuz bir önceki gün gezdiğimiz barınakla bir ilgisi yoktu.

Sayın Vali anında çıkıştı. Oldukça öfkeli ve aşırı bir tepkiyle İngiltere’den örnekler vermeye başladı. Avrupa’da özellikle İngiltere’de sokak hayvanlarının toplanılıp birkaç ay içerisinde imha edildiklerini, sokaklarda insanların evsiz barksız yaşadıklarını söyleyerek bizim ülkemizle ilgili kıyaslamalar yaptı. Ben müdahale etmeye çalışsam da etkili olamadım. Biz millet olarak vicdanlıyız, Türkiye’de sokak hayvanları var ve insanlarla içiçe yaşıyorlar, dedi. Türkiye’de Avrupa’daki gibi sokakta insanların yaşamadığını özellikle vurguladı. Tesadüf bu yana o gece Antalya’da gezerken sokaklarda yaşayan ve yatan birine denk geldim ve fotğrafladım. Daha sonraki konuşmalarımızda Sayın Vali Karaloğlu yumuşadı, detaylı görüş alışverişinde bulunuldu. Bizi Avrupa’dan gelip memleketi kötüleyen insanlardan zannetmiş, yanlış anlaşılmalardan bahsetti. Çevresindeki insanlar da bana vali beyin gerçek bir hayvansever olduğundan bahsettiler. Vali Bey’in çizdiği tablo ile Antalya’da son dönemde yaşananlar arasında dünya kadar fark var. Ne mi bunlar, onu da gelin yarın anlatayım.                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                

Yazar ve Şair Esma Arslan / 19.11.2019

(Devam edecek…)

HTBB Antalya Gezisi (IV)

HTBB Antalya Gezisi (IV) Gezi programımızdaki bir sonraki durak Antalya Büyükşehir Belediyesi Sahipsiz Geçici Hayvan Bakımevi oldu. Ta oralara kadar gidip de bir bakımevini ziyaret etmemek olmazdı. Bugün ve yarın size bu konuyu, yani Antalya’d...