Korona Günlerinde Anneler Günü Kutlu Olsun!

Bu yazıyı başta 14 yaşında iken kaybettiğim “kara kız” lakaplı sevgili anneme, çocuklarımın annesi hayat arkadaşım eşime, erkek şiddetine kurban verdigimiz annelere, çocuklarını anne şefkatiyle tek başına büyütmek zorunda kalan babalara, annelere ve anne adaylarına ithaf olarak yazıyorum.

Ali Akdemir

“Ey yüreğimin acısı, Anamın gözyaşı deniz. Bir deniz gibi anamın gözyaşı, Göğe dikilir başı. Dualar dökülür ellerine, Bir parmak umut çalar acılı günlerine. „

İlk defa Amerika’da 1872 yılında Amerikalı yazar ve kadın hakları savunucusu Julie W.Howe tarafından resmi Anneler Günü kutlaması talep edilmişti. Howe`nin ölümünün ardından kızı Anna Marie Reeves tarafından annesinin öldüğü 1905 Mayıs`ın ikinci pazar gününü Anneler Günü olarak kutlanılmasını istedi. O günden itibaren tüm dünya Anneler Günü’nü kutluyor…

KORONA KRiZi NEDENiYLE BURUK KUTLAMA!

Bu yıl anneler gününü, “korona krizi” nedeniyle buruk bir şekilde anıp- kutlayacağız. Sınırlı düzeyde de olsa kendilerine sevgi gösterilerinde bulunacağız. Senede birgün de olsa en sevdiğimiz varlığımız, dünyanın en şirin, en fedakar, en kutsal varlıkları olan anneler evlatları, yakınları tarafından bazen bir gülle, bazen de bir sürpriz hediyeyle, yanaklarına kondurulan kocaman bir öpücükle, ya da salgın önlemleri nedeniyle, uzaktan bir telefonla hatırlanmaya gönlü alınmaya çalışılacak.

„ Annem, Annem, ben sensiz hep eksiğim…. Fakat şu an sen olmasan da yanımda, sen hep benimlesin… Bunu biliyor, inanıyor ve hissediyorum.“

Her anne önemlidir. Annelerimiz olmasaydı bizler bugün hayatta olmazdık.

Annem, annem anneler günün kutlu olsun!!!

Doğrusunu söylemek gerekirse her Anneler Günü geldiğinde yüreğimde tarif edilemez bir burukluk ve hüzün oluşur. Birincisi annemi daha çok küçük

yaşlarda trafik canavarına kurban vermenin acısını yaşarım. Bu anlamlı günü kutlayan insanları gizliden gizliye kıskanır “Ah keşke benim de annem sağ olsaydı da ben de ona bir gül verip, boynuna sarılıp doya doya öpüp koklayabilseydim„ diye düşüncelere kapılıp hayıflanırım. Annemle şöyle bir ağız tadıyla hasret gideremedim, öpüp okşayamadım.

Diğer yandan üretken, fedakar, sevgi dolu annelere olan sevgimizi bir güne sığdırabilir miyiz? Keşke derim bu güzel insanları 365 günün her saati, her dakikası ansak da onlara olan özlem ve sevgimiz sıcak kalsa. Onları duygu yoğunluğu içerisinde sevgimiz ve saygımızla hergün onore edebilsek diye yüksek sesli düşünmeye çalışırım.

LAYIKIYLA KUTLAMAK!

Toplumu oluşturan bireyler olarak kendimizi şöyle bir sorgulama süzgeçinden geçirmeliyiz. Gerçekten hayatın her alanında bizimle aynı sorumluluğu paylaşan fedakar annelerimize hak ettikleri değeri verip onları yaşarken onere edebiliyor muyuz? Bir elmanın yarısı olarak görülen annelerimizi, kadınlarımızı günlük yaşantıda erkek bireyler olarak nasıl değerlendiriyoruz acaba? Ailede kadınlarımız her konuda erkeklerle eşit söz ve karar sahibi olabiliyorlar mı? Üniversite sınavlarına katılan evlatlarını aynı sınav heyecanıyla dışarıda bekleyen onlar. Saçını süpürge edip evladını büyüten gözbebeği gibi koruyan onlar. Cezaevleri önlerinde evlatlarını sabırla bekleyen onlar.

Yılda bir kez üzerlerine şiirler yazdığımız, övgüler yağdırdığımız annelerimizin, kadınlarımızın sevdiği erkekleri bir başka cinsiyle paylaştığı , erkek siddetine maruz kaldigi ve yasamini yitirdigi bir coğrafyada yaşıyoruz. Hala kadının cinsiyetinden dolayı horlandığı,aşığılandığı baskılara maruz kaldığı uygulamaların cereyan ettiği dünyanın insanlarıyız.

Tüm bunları gözönüne getirdiğimizde bugünlerde annelerimizin gününü kutlarken tam gönül rahatlığı içerisinde hareket edebiliyor muyuz? Sonuç olarak,toplumda kadın erkek eşitlik bilincini geliştirmeden bu gerçeği yaşamın bir zorunluğu olarak kavramadan“ Anneler Gününü ” kutlamak sembolik bir

anlamın ötesine gitmeyecektir.“ Anamın çilesi ağır,

Anamın elleri çatlak, Anamın elleri nasır, Birkaç yılda bir asır,Çalınmış gözlerinden, Hasret çökmüş yüreğine, Hüzün kan gibi sinmiş iki gözbebeğine„

Anneler gününü layıkıyla kutlayabilmek için, annelerimizi, kadınlarımızı yasalar karşısında , evde, sokakta, işyerinde hayatın her alanında eşit görmekten ve buna uygun hareket etmekten geçer. Töre cinayetlerinin yaşanmadığı, annelerimizin evlatlarını kendilerinden önce toprağa vermediği, sevgilerin yeşertileceği, kadın erkek eşitliğinin sağlanacağı günler, ancak bir çabanın ürünü olarak gerçekleşebilir. Hayat beraber eşit olarak paylaşıldıkça güzeldir.

Ayrıca Futbolexpress olarak:

“Tüm Annelerin Gününü kutluyor, daha fazla hoşgörü, sevgi ve barış dolu günler diliyorum.