Türkiye yanıyor. Ciğerlerimiz değil yüreklerimiz yanıyor
Son haftalarda bence memleketin anagündemi olması gereken orman yangınlarından bahsediyorum. Bir iki yerde değil, haberler ülkenin dört bir yanından geliyor. Marmaris, Fethiye, İzmir Bornova, Selçuk, Karabağlar, Seferihisar, Urla, Hisar, Muğla, Milas, Kocaeli, Eskişehir, Kütahya, Aydın, Balıkesir, Tunceli, Cudi, Lice, Kazdağları. Say sayabildiğin kadar. Sadece Bursa’da 12 farklı yerde birden yangın çıkıyor, tek bir günde gelen yangın haberleri 37. İlkokul çocukları bile bilir ki ormanda envayi türden canlılar yaşar, vahşi hayvanlardan nice kuş, böcek, sürüngenine kadar akla hayale gelebilecek her tür. Bu her bir yangında ölen bir tek ağaç değil ki. Orada ölen doğa, hayvan, bitki ve tabii ki de insan. Günlerce süren ekolojik tahribatın yol açtığı acımasız katliamlar bunlar.
Kimse bana bu yangınların değişen doğal iklim koşullarıyla sıcaktan dolayı kendiliğinden çıktığını iddia edemez. Hele ki dikkat çeken, son Kaz Dağları’nda onbinlerce insanın biraraya gelmelerinden hemen sonra sanki düğmeye basılmış gibi birbiri ardısıra patlak veren yangınlar silsilesi. Ülkemizin üç yanı suyla, denizle çevrili olmasına rağmen yangını söndürecek su yok. Koskocaman devletiz, üç beş helikopterimiz uçağımız mı yok bu yangınları söndürecek? Hadi bizim yok, dışarıdan yardım alınamaz mı, hiç mi komşumuz yok bizim? Böylesi tedbirlere, sonuç alınacak söndürme faaliyetlerine ben kasıtlı olarak engel olunduğu kaaatindeyim. Kim tarafından mı? Karanlık güçler, kirli ilişkiler, oradaki orman yangınında kimlerin irili ufaklı çıkarları varsa onların. Kimi inşaat mafyası der, kimi yozlaşmış politikacılar der, rant-kara para yakın ilişkisi, aklınıza ne geliyorsa o sıfattaki insan müsvettleri diyebilirsiniz.
Ben kişisel olarak bu yangınlarda hem devletin yetersiz tedbirlerini, hem de kendi toplumumuzu ve duyarsızlıklarımızı, en sonra da birey olarak kendimizi suçlamamız gerektiğine inanıyorum. Sosyal medyada gösteriş olsun diye yapılan yüzeysel, yalancı paylaşımların ise kaç tanesi ne kadar ciddiye alınmalı ayrı bir konu. Yine de yetersiz ve yüzeysel de olsa bu paylaşımlar bir süre sonra derinlikli ve ciddi duyarlılıkların oluşmasına katkı sunabilirler. Arzulanan boyutlarda bir toplumsal itiraz olsa bu paraya doymayanlar kesimi o kadar pervasızlaşıp coğrafyamızı bu denli talana yeltenemezler.
Gözlemlediğim yeni ama selamlanacak bir gelişme bu yangınların gerçekleştiği bölgelerde yöre halkının yerel de olsa kendilerinin biraraya gelerek bir şeyler yapmaya çalışmaları. Öyle demeyin genelde bu güne kadar hep izleyici olan bir toplumun bireyleriyiz. Bunun geniş çevrelere yayılması süreç ve bence en çok da bilinç sorunu. Biz hem hak arama bilincinden yoksunuz, hem de demokrasi ve bunun işleyişi konusunda geri kalmışız. Çevre bilinci ve duyarlılığı konusundaki sorunlar geçim derdinin gündemde düşmediği ülkelerde lüks sorunlarmış gibi dururlar.
Bence doğa katliamlarına karşı ilk tepkileri hem yazar çizer takımından beklemek de yanlış. Doğal alanları korumaya niyetlenenler, hayvan hakları aktivistleri, çevreciler, kuşseverler, hayvanbilimciler, ağaç ve orman gibi yeşil alanların tutkunlarının bence ilk tepkileri göstermeleri, yetmez doğrudan en geniş çevreleri kapsayan kamuoyu çalışmalarını başlatmaları gereken duyarlı çevreler olması şart. Zira bu yangınlarda bitki, ağaç, her türden oralarda yaşayan canlıların yok edildiklerini iyice görüp anlamak gerekir. Hangi insan evladının yüreği, aklı ve vicdanı böyle bir vahşete duyarsız kalabilir sorarım?
Benim genel gidişattan anladığım biz yanmadıkça, köyümüz, mahallemiz, evimiz yanmadıkça gösterilmesi gereken olmazsa olmaz tepkileri veremiyoruz, vermek istemiyoruz. Uzaktan seyirci kalıp, sosyal medyada atıp tutuyoruz. Bu tepkisizliğin de, yetersiz tepkilerin de kendince anlamları olduğu belli. Ayrıca geçerken değinme ihtiyacı duyuyorum bu olaylar gittikçe yayılmakta, insanlığın genelini zamanla tehdit edecek boyutlara varmaktadır. Brezilya ormanlarında yaşananlar da bizden farklı değil. Bunlara salt kader demek yetersiz, gözünü rant bürümüş dev uluslararası firmaların çıkarları burada sözkonusu olan. Daha geniş bakmalı büyük resmi görebilmeliyiz.
Şair ve Yazar Esma Arslan