Süleyman Deveci: Corona Günlüğü (4)

Yasaklar ilan edildiği tarihten yani dünden itibaren, şimdilik 30 Nisan 2020 tarihine kadar bu uygulamalar yürürlükte olacaklar

Bugün Hamburg’da yürürlüğe konulan kısıtlamalar ve yasakları ele almak istiyorum. Bilindiği üzere dünden beri Hamburg, resmi veya özel türünden birçok insanın bir araya geldiği hemen her türlü etkinliği yeni bir uyarıya kadar katılımcı sayısına bakmaksızın yasakladı. Okullar, kreşler, üniversite ve yüksek okullar bir önceki gün iki haftalığına ertelenmişti. Hemen akabinde gelen bu kararname ile yasaklamalar ve tedbirler daha bir kapsamlı oldu. Bence bu konuda etkinliklerde şu kadar rakam serbest gibi polemikler ve şikayetler anlamsız. Bu kural toplumu bilgilendirme amaçlı resmi dairelerce olduğu sürece ve resmi kurum ve kuruluşların kendi aralarında gerçekleştirmek zorunda oldukları buluşup görüşmeleri kapsamıyor. Açık havada düzenlenecek etkinlikler için ilgili sorumlu daireden izin alınması zaten zorunlu. Bunun için özel izin başvurusunda bulunulması yine zorunlu. Yine aile arasında veya özel hayatta bir araya gelinmesi hedefli düğün, cenaze töreni vb. etkinlikler 100 kişiden az olduğu müddetçe yine özel bir izinle mümkün. Günlük işleyişteki alışveriş için herhangi bir kısıtlama ve yasaklama söz konusu değil.

13

Diskotekler, dans kulübü, bar gibi yerlerdeki her türden etkinlik yasak. Fuarlar, her türden sergiler, her türden özel veya yıllık çarşı pazar yasak. Bu kural açık havada kurulan haftalık sebze meyve pazarını kapsamıyor. Yine halk şenlikleri ve eğlenceleri, kumarhaneler ve oyun salonları, şans bayileri yasak kapsamı dahilindeler. Lokantalar, kantinler ve restoranlar müşterilerin masalarda 1,5 metre aralıklarla oturabilecekleri imkanları olduğu müddetçe şimdilik serbest. Eğlence için mekân kiralanması, böylesi yerlerde insanların bir araya gelmeleri de yasak.

Bu kadar değil dahası var. Sinemalar, tiyatrolar, konser salonları ve etkinlikleri, müzeler, galeriler ve sergiler, semtlerdeki kültür ve halk merkezleri, çocuklar ve gençler için faaliyette bulunan gençlik evleri, kütüphaneler, planetaryum, hayvanat bahçesindeki kapalı alanlar, halk okullarındaki kurslar, her türden dil ve entegrasyon kursları, müzik okulları ve edebiyat evlerinde gerçekleştirilen aktiviteler, her türden eğitim kurumunun faaliyetleri, yüzme ve eğlence havuzları, saunalar ve hamamlar, spor ve fitnes salonları, yaşlıların buluşma noktaları, üniversite ve yüksek okul menzaları, futbol, tenis, atıcılık gibi açık ve kapalı alanda yapılan her türden sportif müsabaka ve oyunlar da bu yasaklar kapsamında. Tek istisna atletlerin zorunlu gerekçeleri oldukça izin için başvurabilecekleri. Yasaklar umumhaneleri ile dünyaca meşhur Hamburg’daki her türden genelevleri de kapsıyor. Daha önce yasalarca sınırları çizilmiş olan her türden pezevenklik de dahil olmak üzere, seks işçiliği ve hizmeti yasak.

Yasaklar ilan edildiği tarihten yani dünden itibaren, şimdilik 30 Nisan 2020 tarihine kadar bu uygulamalar yürürlükte olacaklar. Bu yasalara karşı gelinmesi enfeksiyondan korunma yasalarını ihlal anlamına geliyor ve para cezası veya bir yıla kadar hapis cezasını öngörüyor. Almanya bir hukuk devleti olduğu için bu kararname ve yasaklara bir ay itiraz etme hakkı mevcut. İtirazlar Hamburg Sağlık Dairesi’ne yapılabilir. Ama bunun bir faydası olmayacağı böylesi şartlarda önceden belli.

Kararnamelerde alınan yasaklamaların gerekçelerinin de kamuoyuna kapsamlıca açıklanması oldukça ilginç. Neden bu kararnameye ihtiyaç duyulduğu, virüsün yayılmasının engellenmesine ne türden katkısı ve hizmeti olabileceği yine kamu oyuna açıklanan bu yasaklarda mevcut. Kalabalık insan topluluklarına Singapur’daki konferansların ve Almanya’daki faşinglerin yayılmaya çanak tuttukları yine konunun daha iyi anlaşılması için örneklendirilmişler. SARS-CoV-2 damlacıklarının öksürme, hapşırma, tokalaşma gibi yollarla insandan insana geçtiği, neden böylesi tedbirler ihtiyaç duyulduğu, bu yasaklamaların yararları dediğim gibi detaylıca açıklanıyor.

İki haftalık bu yasaklamalar sürecinden sonra çok büyük ihtimalle bu uygulamaların daha da uzatılacağı muhakkak. Hamburg’da faaliyet gösteren göçmen medyasının bu yasakları ele almaması şahsen benim dikkatimi çekti. Kapımızın önünde olup bitenlerden haberimiz olmaksızın ne türden bir gazetecilik yaptığımız da kendisini göstermiş oldu. Yasakların bence en büyük kurbanları dernek, doğum günü, politikacı etkinliği haberlerini isim isim vererek haber yapma alışkanlığından vazgeçmek istemeyenlerin olduğu kesin. Ne yazacaklar şimdi, neyin haberini yapacaklar, etkinliklere katılanlara yaltaklanmadan ne anlatacakları bayağı merak konusu.

Dün çok ilginç gelişmelere de denk geldim. İş çıkışı Hamburg’un Bergedorf semtinde bir doktor randevum vardı. Güzel ve güneşli havaya rağmen sokakların tenhalığı, arabaların ve insanların ortalıkta görünmemeleri dikkatimi çekti. Havadaki gerilim ve korku semtin her köşesine sinmiş gibiydi. Her gün neredeyse gidiş dönüş iki – üç saatlik yol, okumak namus borcu gibi bir şey. Altona’ya çok çabuk geldiğimizi zannettim. Oysa gecikmeli bir saatten fazla sürmüş işten dönüşüm bugün.

Altona Hamburg’a ait değilmiş gibiydi. Her zaman yanımda olan fotoğraf makinemin aksiliği tuttu, delik cebimden aşağı kayınca, yani montumun astarı yırtılınca yanımda taşımaya ara vermişti. İnsanlar sokakta, sanki geleneksel Altona şenlikleri erken başlamış, virüse inat öbek öbek sokaktalar. Gülen, umursamayan, vurdumduymaz kalabalıklar. Bir yanım sevindi, hayat devam ediyor, insanlar evlerine kapanmayı reddediyor diye. Diğer yanım aptallar ordusuna kızdıkça kızdı. Bu ne sorumsuzluk, ihmalkârlık diyip durdum. Virüsün çoğalıp yayılmasına gönüllü katkıda bulunuyorlar diye hayıflandım.

Günün ilerleyen vakitlerinde Almanya çapında alınması gereken yeni, katı, özgürlükleri daha da kısıtlayan tedbir önerileri ve kararları alınası gerektiği en tepedekiler aracılığıyla kamu oyuyla paylaşıldı. Cumhurbaşkanının virüsü yeneceğiz adlı iyimserlik söyleşisi bence insanları tedbiri elden bırakmaya da açık bir davet gibiydi. Altona’yı ben böyle yorumladım. İnsanların evlerinde kalmaları virüse teslim olmaları anlamına gelmiyor, sayemde başkalarına virüs bulaşmayacak, kendi adıma daha az insana virüs bulaştırmış olacağım, demek anlamına geliyor. Vakanın o denli bilgi bombardımanına karşın hâlâ tam olarak anlaşılmadığını gözümüze sokuyor.

Bu satırları yazdığımda memleketten gelen resmi rakamlar hastalık bulaşanların sayısını 47 olarak açıklıyordu. Diyanet artık cemaatle namaz kılınmasına ara verilmesi gerektiğini açıkladı. İngiltere Başbakanı Boris Johnson, Almanya Başbakanı Angela Merkel, Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron’un ardından Hollanda Başbakanı Mark Rutte’de halkının önemli bir kesimine bu virüsün bulaşacağını ulusa seslenen konuşmasında resmen açıkladı. New York borsası 1987 yılından bu yana en büyük düşüşünü yaşadı. Büyük ekonomik krizlerin kapıda olduğunu görmemek için aptal olmak gerek.

Son genel durumla ilgili birkaç istatistikle bugünkü yazımı bitirmek istiyorum. Almanya’nın dünyaca ünlü enfeksiyon hastalıkları ve bulaşıcı olmayan hastalıkları inceleyen federal kuruluşu Robert Koch Ensitüsü’nün dün öğleden sonra yaptığı resmi açıklamaya göre Almanya çapında 6012 kişiye hastalık bulaşmış vaziyette. Hayatlarını kaybedenlerin sayısı 13. Hamburg’daki dünkü rakam neredeyse iki katına çıktı, yayılma hızına dair küçük bir ipucu aslında, 260 kişiye bulaşan hastalıkta şükür vefat kayıtı yok.

Baden-Württemberg’de 1105 insana bulaşan illet 3 kişinin hayatına mal oldu. Bavyera’da 1067 vakada yine 5 kişi vefat etti. Berlin’de 300, Brandenburg eyaletinde 94, Bremen’de 56, Hessen’de 342, Mecklenburg-Vorpommern’de 51, Aşağı Saksonya’da 391 vaka tespit edildi. Şükür şimdilik hayatını kaybeden yok. Hastalığın en yaygın olduğu Kuzey Ren Vestfalya eyaletinde 1541 insana bulaşan hastalık 5 kişinin hayatına mal oldu. Rheinland-Pfalz’da 325, Saarland’da 85, Sachsen’da 140, Sachsen Anhalt’da 77, Schleswig-Holstein eyaletinde 123 ve Thüringen’de 55 vaka kaydedildi. Buralarda da ölüm haberi henüz yok.

Bu haber Süleyman Deveci tarafından 17.03.2020 tarihinde kaleme alınmıştır..